Can ve Can’t model verbs leri nedir?

Modal fiillerinden biri olan “can” Türkçe’de “–ebilmek” anlamına gelir ve özne ne olursa olsun “can”den sonra fiilin 1. Hali kullanılır. Bu yapının birçok farklı kullanımı vardır, fakat öncesinde “can” ile nasıl cümle oluşturduğumuza bir göz atalım.

Olumlu Cümleler

Özne Modal (Yardımcı fiil) Fiil Nesne
I-You-He/She/ItWe

 

You

They

can dance the salsa.

Olumsuz Cümleler

Özne Modal (Yardımcı fiil) Fiil Nesne
I-You-He/She/ItWe

 

You

They

*cannot (can’t) dance the salsa.

*”Can”in olumsuzunu tek kelime olarak (cannot) ya da iki kelime olarak (can not) kullanabilirsiniz, fakat genellikle tek kelime olarak kullanılır. 

Soru Cümleleri

Modal (Yardımcı fiil) Özne Fiil Nesne
Can Iyouhe/she/itwe

 

you

they

dance the salsa?

Görüldüğü üzere öznemiz ne olursa olsun (herhangi bir isim ya da bir zamir) “can” ve sonrasında kullandığımız fiil aynı kalmaktadır. Şimdi “can”in kullanıldığı durumlara bir bakalım:

1) Beceri/Yetenek: Beceri ve yeteneklerden bahsederken bu yapıyı kullanırız. Örnek:

Speak Japanese I can speak Japanese. (Japonca konuşabiliyorum.)
I can’t swim very well. (Çok iyi yüzemiyorum.)

Geçmişteki becerilerimizden bahsederken “could/couldn’t” kullanırız. Örnek:

I could speak Japanese when I was eight years old. (Sekiz yaşındayken Japonca konuşabiliyordum.)
I couldn’t swim very well. (Çok iyi yüzemiyordum.)

“Can” yerine “be able to” kullanabiliriz. “Be able to” yapısı tüm zamanlara göre çekimlenebilir, ama “can” sadece geniş zamanda kullanılabilir. Örnek:

I am able to speak Japanese. (Japonca konuşabiliyorum)
I was able to speak Japanese when I was eight years old. (Sekiz yaşındayken Japonca konuşabiliyordum.)
I will be able to speak Japanese when I complete the course. (Kursu tamamladığımda Japonca konuşabiliyor olacağım.)

2) Olasılık: Bir şeyin olası, mümkün olduğunu söylerken kullanırız. Bu anlamda kullanıldığında “can” yerine “be able to” kullanılamaz. Örnek:

Possible impossible The teacher can come to the classroom any moment.
Öğretmen her an sınıfa gelebilir. (Gelmesi mümkün)

This dictionary can’t be yours because somebody else’s name is written on it.
Bu sözlük seninki olamaz çünkü üstünde bir başkasının ismi yazılı. (Senin sözlüğün olması mümkün değil.)

3) İzin: İzin istemek ya da izin vermek/vermemek için bu yapıyı kullanabiliriz. “Can” yerine “be able to” kullanılamaz.

İzin istemek: İzin istemek için “can”, “could” veya “may” kullanılabilir. “Could” burada “can”in geçmiş zaman hali değildir. “could” ve “may” izin istemenin daha kibar ve resmi halidir. Örnek:

Permission Can I go to the bathroom? (Lavaboya gidebilir miyim?)
Could I go to the bathroom? (Lavaboya gidebilir miyim?) – Daha resmi/kibar
May I go to the bathroom? (Lavaboya gidebilir miyim?) – Daha resmi/kibar

İzin vermek: İzin vermek ya da birinin bir şey yapmaya izinli olduğunu söylemek için “can” veya “may” kullanırız. “May”, “can”in daha resmi ve kibar halidir. Örnek:

You can go the bathroom now. (Şimdi lavaboya gidebilirsin.)
You may go the bathroom now. (Şimdi lavaboya gidebilirsin.) – Daha resmi/kibar
Visitors can take photos in the museum. (Ziyaretçiler müzede fotoğraf çekebilir.)
Visitors may take photos in the museum. (Ziyaretçiler müzede fotoğraf çekebilir.) – Daha resmi/kibar
Visitors can’t take photos in the museum. (Ziyaretçiler müzede fotoğraf çekemez.)

Görüldüğü üzere izin isterken “can”,” could” veya “may” kullanabiliyorken, cevap verirken sadece “can” ve “may” kullanılabilir, “could” kullanılamaz.

Örnek soru: Can I go to the bathroom? (Lavaboya gidebilir miyim?)
Could I go to the bathroom? (Lavaboya gidebilir miyim?) – Daha resmi/kibar
May I go to the bathroom? (Lavaboya gidebilir miyim?) – Daha resmi/kibar

Cevap: Yes, you can. (Evet, gidebilirsin.)
Yes, you may. (Evet, gidebilirsin.) – Daha resmi/kibar
No, you can’t. (Hayır, gidemezsin.)
No, you may not. (Hayır, gidemezsin.) – Daha resmi/kibar

4) Rica/Talep: Karşımızdaki kişiden herhangi bir şey rica ederken veya talep ederken “can” kullanırız. “Can” yerine “be able to” kullanılamaz. Daha kibarca söylemek istersek “can” yerine “could” kullanabiliriz. “could” burada “can”in geçmiş hali değil, daha kibar halidir. Örnek:

Can you open the window Can you open the window? (Camı açabilir misin?)
Could you open the window? (Camı açabilir misin?) – Daha resmi/kibar
Can I have the bill? (Hesabı alabilir miyim?)
Could I have the bill? (Hesabı alabilir miyim?) – Daha resmi/kibar
Can you help me? (Bana yardım edebilir misin?)
Could you help me? (Bana yardım edebilir misin?) – Daha resmi/kibar

5) Teklif: Karşımızdaki kişiye bir konuda yardım teklif etmek için “I can/could…” ya da “Can I…?” yapısını kullanırız. Örnek:

Can I help you? (Yardımcı olabilir miyim?)
I can help you if you like. (İstersen yardımcı olabilirim.)
I could help you if you like. (İstersen yardımcı olabilirim.)

Paylaş