NEW YORK'TA YAPILACAK 10 ŞEY

Kaplan’da size İngilizceyi yoğun pratik yaptırarak öğretiyoruz. Kurguladığımız bu eğitim modelinde, öğrencilerimizi anadillerinden tamamen uzaklaştırarak onları İngilizcenin içine atıveriyoruz. Öğrenciler, İngilizcenin ana dil olduğu bir ülkede bu dili konuşan insanların içinde, yani doğal ortamında, doyasıya pratik yapma imkânı buluyor. Çünkü biliyoruz ki dil; şehrin, insanların ve sanatın bir parçası.

Bu yazımızda size boş zamanlarınızda New York’ta gezebileceğiniz 10 yer önereceğiz.

Bu arada, eğer sınıfta daha az vakit geçirip daha çok iletişim kurmak ve gezmek isterseniz günde 4 ders alacağınız Genel İngilizce kursumuza göz atabilirsiniz. Üstelik bu kursta eğitim almak için öğrenci vizesi almanıza gerek yok, turist vizesi yeterli olacaktır.

 

Hazırsanız bu 10 muhteşem öneriye göz atalım:

 

Highline Park'ta yürüyün

10 вещей, которые нужно сделать в Нью-Йорке

 Bu ilginç park, 1980’de kapatılan bir yükseltilmiş demir yolundan dönüştürülmüş. Şehre tepeden bakarak çimlendirilmiş raylar arasında yürüyüş yapmak, New York’a bakış açınızı tamamen değiştirebilir. İstediğiniz zaman ahşap banklardan birine oturabilir, bir şeyler yiyip içebilirsiniz.

Yürüyüşünüze Andy Warhol ve Leonard Cohen gibi birçok ünlüye ev sahipliği yapan muhteşem Chelsea Oteli’nin nefes kesen görüntüsünü seyrettikten sonra Chelsea bölgesinde bir tur atarak başlayabilirsiniz. Otel şu an restorasyonda ama bu haliyle bile görülmeye değer. . 

High Line Park, Chelsea’den başlayıp Meatpacking’e kadar uzanıyor. İngilizce öğrenen birinin hemen tahmin edebileceği üzere eskiden burada etlerin kesimi ve paketlenmesi yapılıyormuş. Şimdilerde ise bu kırmızı tuğlalı ahırlar Stella McCartney ve Zadig & Voltaire gibi pahalı butiklere dönüştürülmüş. Eğer alışveriş yapmak planlarınız arasında yoksa bile bu bölgeyi gezmenizi tavsiye ederiz. İç mekanların modern sanat galerilerinden aşağı kalır bir yanı yok doğrusu. 

 

Feribotla Staten Adası'na gidin

10 вещей, которые нужно сделать в Нью-Йорке

Eğer New York’u bir de denizden seyretmek ve aynı zamanda Özgürlük Anıtı’nı da görmek istiyorsanız, feribotla Staten Adası’na gitmek sizin için doğru seçim olabilir. Hem de ücretsiz! Adada yapacak pek bir şey yok ama feribottan inip limanda gezinebilirsiniz. Asıl güzel olan feribotun ücretsiz olması. Böylece yorulana kadar dolaşmanız mümkün. 

Feribot her 20-30 dakikada bir Manhattan’ın güneyindeki South Ferry Marina’dan kalkıyor ve yolculuk 25 dakika sürüyor. Turistler tarafından çok bilinmediği için feribotta neredeyse hiç turist yok, bu yüzden kendinizi her gün işe feribotla giden bir New Yorklu gibi hissedebilirsiniz.

 

Blue Note Jazz Club’da pazar brunchı yapın

Dillere destan Blue Note Jazz Club, Manhattan’ın Green Village bölgesinde hareketli bir mahallede yer alıyor. Blue Note’un bulunduğu yer, güzel barları ve ilginç kafeleri ile meşhur—tabi, bir de Uma Thurman ve Juliane Moore’un da bu semtte yaşadığını söylemeden geçmeyelim.

Blue Note, akşam konserleriyle görülmeye değer bir yer ama orada yaşayan insanlarda yerleşmiş diğer bir gelenek ise orada yapılan pazar brunchı. Her pazar, saat 11:30 ile 13:30 arası burada birbirinden muhteşem caz parçalarını dinleyebilir, hatta şanslıysanız, büyük bir caz grubunu bile görme fırsatı yakalayabilirsiniz.
 

10 вещей, которые нужно сделать в Нью-Йорке

 

Petrosino Park civarında yemek yiyin

Petrosino, birkaç banklı üçgen biçiminde bir park. Lafayette ve Kenmar caddeleri arasına sıkışmış bu yer, bir meydan diyebilmek için gerçekten çok küçük ama etrafında harika mekanlar onu değerli kılıyor. Bir tarafında, ünlü Eileen’s Special Cheesecake bulunuyor. Burada klasik New York cheesecake’inin dışında karamellisinden bal kabaklısına uzanan deneyebileceğiniz onlarca cheesecake çeşidi bulunuyor. 

Pastanenin karşısındaki Select Cafe’de güzel bir kahvaltı yapabilir, Ed’s Lobster Bar’da ise güzel bir öğle veya akşam yemeği yiyebilirsiniz. (Eğer deniz ürünlerini seviyorsanız.) Öteki kısımda ise Jack’s Wife Frieda Cafe, sağlıklı menüsü ve sizi evinizde hissettirecek atmosferiyle aşıklar için adeta bir cennet. 

Kaplan’ın Broadway’deki iki okulu Petrosino Park’a sadece 10 dakika yürüme mesafesinde bulunuyor.
 

Brooklyn’e köprüyü yürüyerek geçin

Eğer haliniz ve zamanınız varsa ve tabiki hava durumu elverişliyse, Brooklyn’e köprüyü yürüyerek geçmenizi ve orada gezinmenizi öneririz. Dönüşte de yorgun olacağınız için feribotu kullanarak geri dönebilirsiniz. Brooklyn Köprüsü yürümek için oldukça ideal – eğer bisiklet kullanıyorsanız kalabalık olacağı için sizi biraz zorlayabilir. Köprüden Manhattan ve Brooklyn’i doyasıya izleyebilirsiniz.

Brooklyn’e vardığınızda Williamsburg’ün hipster’ların başkenti olarak ün salmş bölgesine uğrayabilirsiniz. Maalesef ki artık birçoğu ev fiyatlarından dolayı orada yaşamıyor ama yine de Bedford Avenue’ün ana caddesi dövme, plak ve berber dükkanlarıyla dolu. 

10 вещей, которые нужно сделать в Нью-Йорке

Williamsburg’e komşu olan Greenpoint daha tenha ama birçok açıdan daha ilgi çekici. Buranın sanayi bölgesinde yeni sanat galerileri, barlar ve oldukça farklı oteller açılıyor. Eğer East River Embarkment’a yürürseniz bütün Manhattan’ı panoramik açıdan izleyebilirsiniz. India Street’in sonundaki feribot limanından 35 dakikada Manhattan 35th Street’e varabilirsiniz.

 

Tribeca Fil Festivali'ne gidin

Nisan’ın sonlarında New York’taysanız 18-29 Nisan tarihleri arasında yapılan Tribeca Film Festivali’ne gidebilirsiniz. Bu dünyaca ünlü festival, 2002 yılında Robert De Niro, Jane Rosenthal ve Craig Hatkoff tarafından Manhattan’ın Tribeca bölgesindeki terörist saldırılarına tepki olarak kurulmuş. Günümüzde ise birçok türde bağımsız filmleri büyük bir kitleye duyurmak için vazgeçilmez bir fırsat olarak görülmekte. 

Biletleri önceden alabilmek mümkün; hem de tek seferlik değil, farklı tipte sezonluk biletler alabilirsiniz. Tribeca Film Festival’inde birbirinden ilginç filmlerin dışında konferanslar, konserler ve spor aktiviteleri de yer alıyor.
 

Broadway boyunca yürüyün 

Bu düşündüğünüz kolay bir şey değil çünkü Broadway, New York’un en uzun caddesi, tam 50 kilometre uzunluğunda! Ama Wall Street’in ünlü bronz boğa heykelinin bulunduğu Bowling Green’den başlayarak Harlem ve Columbia Üniversitesi’ne kadar yürümek kesinlikle yaktığınız kalorilere değer. Broadway, Manhattan’ın güneyinden kuzeyine uzanıyor. Yürüdükçe bölgelerin değiştiğini ve kültür farklılıklarını fark edeceksiniz.

Wall Street gökdelenlerinin Chinatown’un alçak binalarının arasından yükselişi size şehrin iki farklı yönünü gösterecek ve Chinatown’un o telaşlı ve kalabalık sokaklarından sonra SoHo ve East Village’ın dingin ve tarz atmosferi havanızı değiştirecek. Broadway ve Fifth Avenue’nun kesişiminde ise meşhur demir ev bulunuyor. Eğer bu iki büyük caddenin hangi açıdan kesiştiğine dikkat ederseniz bu binanın bu şekilde inşa edilmesinin ne kadar doğru bir seçim olduğunu göreceksiniz.

10 вещей, которые нужно сделать в Нью-Йорке


Midtown, 34th Street Macy’s Department Store’a ev sahipliği yapıyor ve bir sokak ötesinde de Empire State binası bulunuyor. 42nd Street’le kesiştiği yerde Broadway’i göreceksiniz—müzikallerin doğduğu ve günümüzde turistlerin salonları doldurduğu yer.

Times Square’i geçtiğinizde sokağın ünlü Central Park’a uzandığını göreceksiniz. Parkı solunuzda bıraktığınızda yol, Upper West Side’daki lüks yerleşim bölgesine çıkıyor. Hollywood filmlerinde kahramanın taksiden inip Manhattan’daki lüks dairesinin merdivenlerini tırmandığı yer tam olarak burası.

Columbia Üniversitesi’nden sonra Harlem başlıyor. Eskiden tekin olmadığı söylense de artık galerileri ve trend barlarıyla son derece güvenli, modern ve canlı bir cadde.
 

Solomon Guggenheim Müzesi’ni ziyaret edin

Dünyanın en büyük binalarından biri olan bu müze, Amerikan mimar Frank Lloyd Wright tarafından inşa edildi. Müze, Central Park’ın yanında bulunuyor ve mimarisi bir spirali ya da bir salyangozu andırıyor. İçine girmeseniz bile Fifth Avenue’dan bakmanızı tavsiye ederiz.
İç mimarisi, dışında kullanılan tarzı yansıtıyor. Sergiyi ziyaret etmek isterseniz en üst kata çıkıp sonrasında spiral katına inmeniz gerekiyor. Müze, 20 ve 21. yüzyıllarda yaşamış Modigliani, Kandinsky, Malevich, Marina Abramovich ve daha birçok sanatçıya ait modern sanat başyapıtlarını içinde barındırıyor. Ayrıca, kalıcı sergiler dışında sezonluk ilginç sergilere de rastlamanız mümkün.

 

Hell’s Kitchen bölgesinde yürüyüş yapın

Türkçesi Cehennemin Mutfağı anlamına gelen bu bölgeye bu ismin verilmesi aslında bir tesadüf değil. 1900’lülerin başında 1980’e kadar bu bölge gerçekten de uyuşturucu, fuhuş, mafya gibi birçok yasa dışı olaya ev sahipliği yapıyormuş. Midtown ve Times Square’e ne kadar yakın olsa da insanlar bu bölgeden geçmemeye çalışırmış.

Bugünlerde ise Hell’s Kitchen, siyah merdivenli kiremit tuğlalı alçak binaların içine entegre edilmiş gece kulüpleri, gastropub ve trend barların bulunduğu canlı bir bölge. Kashkaval Garden’ın sıcak ve samimi ortamında Akdeniz mutfağından lezzetler deneyebilir, Korean Danji’de akşam yemeği yiyebilir ya da Xai Xai Wine Bar’da Güney Afrika şarabınızı yudumlayabilirsiniz.

 

Strand Bookstore’da kitap avına çıkın

Bu efsanevi kitabevinin sloganı: “29 kilometre kitap.” Kitabevinin sahipleri burada satılan 2,5 milyon kitap yaklaşık 29 kilometre yola tekabül ettiğini iddia ediyor. Bunu kontrol etmek mümkün olmasa da Strand Bookstore gerçekten de kitapseverler için bir cennet. Birbirinden farklı birçok kitabın yer aldığı bu kitabevinde aradığınız kitabı bulmamanız mümkün değil.

Strand’de kolaylıkla kitap rafları arasında kaybolup gününüzün yarısını hiç fark etmeden geçirebilirsiniz. Burada yeni kitapların dışında dünyada nadir bulunan eski basım kitaplar bulmak da mümkün; bunun için ikinci el kitapların satıldığı bir bölümü bulunuyor. Strand’in şubeleri var ancak mutlaka ana şubesini ziyaret etmelisiniz. Bu şube, Broadway ile 12th Street’in kesişiminde bulunuyor. Bu kitabevini SoHo’da yer alan okulumuzda, dersleriniz bittikten sonra gezmeniz mümkün. Broadway’de 10 dakikalık güzel bir yürüyüşün ardından Strand Bookstore’u görebilirsiniz.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER İÇERİKLER:

AMERİKA RÜYAMI NASIL GERÇEKLEŞTİRDİM?

İNGİLİZCE EĞİTİMİNDE AMERİKA MI İNGİLTERE Mİ?

NEW YORK'TA GENEL İNGİLİZCE KURSUNA KATILIN

Genel İngilizce kursumuza katıldığınızda, İngilizce öğrenirken bulunduğunuz ülkeyi keşfetmek için bol bol vaktiniz olacak.

  • New York'un ünlü parkı Central Park'ın yanı başında İngilizce öğrenin
  • Haftada 20 saat İngilizce dersi alın.
  • Turist vizeniz ile ayrıca öğrenci vizesine başvurmanıza gerek kalmadan eğitim alın.
AYRINTILI BİLGİ ALIN

 

Yurt dışında kısa sürede İngilizcenizi geliştirmeyi düşünüyorsanız, Kaplan International Languages olarak sizlere sunduğumuz Yoğun İngilizce kursu programlarımıza göz atabilirsiniz. Bu programlarımız hem kısıtlı zamanı olanlar için hem de çabuk ilerleme kaydetmek isteyenler için idealdir.

new york ingilizce dil okulu

 

 

Paylaş
İlgili Makaleler